13 Mayıs 2022 Cuma

Toprak Arzusu

        Belirsiz bir gelecekte toprağın tekrar arzu edilen değere kavuştuğunu görme arzusundaki insanlara bir güncelleme yapmanın vakti geldi. Yazıda geçen ay toprağı(ay regoliti), elde etmek adına 11 yıl beklenildiği belirtilmekte. Üstelik sadece deney yapılmak üzere ödünç alınmış.

        İlk defa ay toprağında bitki yetiştirilmesinde, değişkenleri en aza indirmek ve işleyişin tümüyle takip edilebilmesi adına seçilen bitkinin(Arabidopsis) genetik kodunun tümüne vakıf olunması büyük bir rol oynamış. Ayrıca ay toprağı taklitleri, mars toprakları da kontrol grubu olarak kullanılmış.

        Canlı varlığın olumlu gelişiminde rol sahibi olmanın kişisel zevkinin yanı sıra, yetiştiricinin(eğitmen) mizacına etkisini de hep merak etmişimdir. Bu konuda Gladwell daha önce bahsettiğim kitabında bir bölüm yer almakta. Ama daha detaylı bir çalışmanın peşinden sınırları keşfetmenin bilincinde, henüz yetişmesinde bireysel çabanın olmadığı ve toprak altından toplanan mantarların toplayıcılarına yönelik mizacın sınıflandırılmasını da önemli buluyorum. Sanırım bitki yetiştirmenin en büyük etkisi sabır yönünde olabilir. Arzunun peşinden, meşakkatli ilerleyişin sonuca varacağına olan tutkunun meşalesini görür gibiyim.

        Sadece bitki tipi yaşam formları değil, görece daha hızlı hareket eden canlıların, eğitilemez görünen türlerin geldiği son noktada; varılan sonucun "öğretmek" veya "gözlemlemek" kadar kalıpsal olmadığı çok daha ileri bir değerlendirme ile 'bağlantı' olarak adlandırılabileceği kanısındayım.

        Tüm bu yolculuğun insan bilincindeki uyanış ve farkındalığa olan mesafemiz neticesinde eğlenceli hallere büründüğü yönündeki inancında pek görülmek istenen taraf olmadığı kanaatinde olmam durumu iyileştirmiyor. Öte yandan ömür bazında kaçımız sayfalar dolduracak maceralar yaşamayı tercih ediyor. Soru değiştirmek ve kulağa daha iyi gelebilmesi adına kaçımız bu sınıf insanların yetiştirilmesine katkı sağlıyor.



        İlerlemenin, 'ilerle' demekten daha zor olduğu dönemleri geride bırakırken, ufuk çizgimizi hiç olmadığı kadar daralttık. Pek tabii bu durumda etkisi olan bir çok başlık var. Ama çoğumuz 11 yıl boyunca 12 gr toprağın peşinde veya aynı ağırlıkta herhangi bir konuya önem vermedik. Belki de kaçırdığımız kısım toprakta yetiştirebileceklerimiz hayalini kurarken elimizdeki toprağın aynı yeryüzündeki zamanımızcasına akıp gitmesidir. Pek tabii bu noktada toprak, altındaki tohumdan mahsulünü verebilmek için zamana ihtiyaç duyarken; zamanında bizim için sadece toprağın üzerindeyken bir anlamı var. Olup bitenleri öğrenip gözlemleyebiliyorken, bağlantılar kurmaktan geri durmamak belki de fikirlerimizi hem toprağın üzerinde hem de altında değerli kılabilir.

        Yazının başına dönersek belirsiz bir gelecekte; masamızın köşesinde yer alan cam vazo ay kumundan, içindeki çiçek başka bir galakside yer alan yaşanılası gezegenden olabilir. Ancak istemenin ve peşinden yürümeye devam etmenin önemini, elde edilen olumlu sonuçtan bağımsız olarak düşünmek ve reddedilmeye devam edip yürümekten geri durmayanları buradan takdir ederek yazımı bitiriyorum.


Kullanılan görseller: 0,1,2

Kaynaklar:
https://blogs.ifas.ufl.edu/

6 Mayıs 2022 Cuma

Kullanıcı Adı Sorunsalı


    
    Boşlukların doldurulması konusu hayatın içinde olduğu gibi, onu kopyalayıp iki boyutla ekranlara hapsederken de bize eşlik ediyor. Ağ üzerinde hareket ederken, etkileşim içerisinde olduğumuz her an; ister beğeninizi belli edebileceğiniz tek bir sembolle ister yazım dilinizle, isterseniz de ses veya video kayıtlarınızla mümkün oluyor. Gizlenmiş ışıktan sicimlerle bağlantınız sağlamlaşırken, sizinde duvar ustalarından farksız olduğunuzu hissettirmek adına her fırsatta varlığınızın ispatı isteniyor. Ama bu sürecin orta kısmını ele almak istediğimden emin değilim. An itibari ile daha çok temsinilizin oluşma kısmında gezinmek istiyorum. Suretinizi adlandırırken kullandığınız kelimelerden haber verin bana. Öyle ki size daha kolay hitap edebileyim. Herhangi bir meclis de söz sahibi olmanın en tutarlı yolu kendinizi tanıtmakla başlar. Kayıt olmak adına size nasıl hitap edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaştığımız yüzlerce ara yüz, hep tek düze ve hafızalardan silinmeyen yankılarla mı yanıt bulur?

    
    Kullanıcı adı arayışında doğuştan gelen isimleri tercih etmemek yönünde bir katılım gösteriyorsanız, sınırları zorlamanın gerisinde; belki de tükettiğiniz eserlerden ilham alıyorsunuz. Kendinizce anlamlandırdığınız yeni heceler kullanıyorsunuz. En nihayetinde oluşturduğunuz suret adlandırması sizi hep takip ediyor.



        "Bu bağlamda çok geç(gerçekten trajikomik derecesinde) fark etmiş olduğum belki de üzerine düşünmediğim dönem aralığının uzunluğundan benim için böyle bir etki oluştu. Evet. İsimlendirmede yer alan "2" takısını (Mew-Two) fark etmem ile beynimin içinde yıldırımlar ufak bir görsel şölen düzenledi. Ülkelere göre isimlendirme farklılıklarını göze aldığımızda dahi (Japonca isim ミュウツー [myuutsū]) bu sonuca bu kadar geç ulaşmanın hüznü ve varılan sonucun bilimsel ifadesi birbirini nötrlemeye yaklaştı. Yeni üretilen bir ürüne isim vermenin en kolay ve takip edilesi yolu; temel alınacak ismin sonuna sıralamayı apaçık belli edebilecek numaralar yerleştirmekti. Kaldı ki seri içerisinde Pokedex adlı kütüphane cihazında keşfedilmiş tüm pokemonlar..." devam eden daha önceki yazımın farkındalığının ikincil kısmını kutlamaktayız.

        Peki pokemon da yer alan ve ilk nesil pokemonlardan olan Arbok'u hatırlıyor musunuz? Gariptir japonca ismi de アーボック(Ābokku) diye yazılıyor. Gelişmeden önceki adının Ekans olması da ayrı bir tamamlayıcılık katıyor. Daha önce inceleme fırsatı bulmuşsanız, pokemonların ve seride geçen karakterlerin isimleri diller arası değişiklik gösterdiğini biliyorsunuzdur. Baş karakter Ash Ketchum diye bilinirken ana vatanında Satoshi Tajiri olarak çağırılmakta. İzlenilmek istenen bu yol, oldukça fazla iş yükünü beraberinde getiriyor.


        Arbok kelimesinin tersten ifadesinden üretilmiş oluşu, ilkokul yıllarımdaki ufak bir anın tazelenmesine sebep oldu. Sınıf arkadaşlarımla mevcut isimlerimiz yerine onların tersten okunuşlarını kullanarak seslenmeyi hedeflediğimiz günün; temelde başka bir boşluğu doldurma çabası olduğu kanısındayım. Kelime dağarcığımızın henüz yeniye olan açlığının dinmediği zamanlarda; en hızlı ve manidar üretim şekline koşmamız bundan olsa gerek. Üstelik alışılmışın dışında seslenişin kendine göre olumlu tınısının rüzgarı günlerce esmişti. Yıllar içinde insanların ve eserlerinin boşluklarını görmek nedense denenmemiş yolların hala mevcut olduğunu hatırlatır. Belki de bu yollar gidilen yoldan zıt istikamette azda olsa ilerleyerek başarıya ulaşılabileceğinin simgesini ifade eder. Bu aynı son derece sıkı bir kemerden kurtulma isteğinin, onu daha da sıkarak yani kurtulmak istediğiniz yönün tersine az daha sabrederek mümküniyetin olabileceğinin ifadesidir.


Kullanılan görseller: 0,1,2

29 Nisan 2022 Cuma

Hokagelik Makamının Sırlı Kapısı

        Büyük deliklerin, büyük kapakları vardır; bugünün varsayımsal konusu kapılar ve pek tabii onların sırlı yüzeyleri de ilgimizi çekmeye değer. Yeryüzü üzerinde neredeyse tüm medeniyetler ortak mirasına dahil edilecek bir başlık olabilir. Tasarı açısından farklılıkları ne kadar ilginç olsa da temel amaç aynı. Gizlilik, güvenlik, güzellik ve benzer başkaca kelimeler... Kimi zaman ızgaralı yapısıyla görsel olarak geçirgenli elde etmiş olanları, içerideki kişiye saygı çerçevesinde odaya girenin eğilerek girmesi adına boyutları normalin altında olanları, ihtişamın her türlüsünü barındıracak taşlar ve metallerle bezenmiş olanları mevcut.



    
    Mağazalarda daha çok camsı yüzeyler olsa da daha fazla güvenlik için sarmal kapılara (kepenk) da denk gelmek mümkün. En nihayetinde bazen sadece bir kalastan oluşmuş çiftlik kapıları da görülebilir. Temelde geçişin kontrolü sağlanırken içeride yer alanın varlığından haberler verdiği de gerçektir. Öte yandan kapıyı tanımlamak adına onun kilit mekanizmasından, tutma kollarından ve başkaca zil seslerini hedefleyen tokmaklarından bahsetmekte gerekli. Ulaşılması istenen fiziksel şey her ne ise o nispette bir kilit barındırdığı göze ilk çarpan nokta. Günümüzde geneli birden fazla tedbir içermekte. Zil seslerinde çeşitliliğin azaldığı onun yerine kamera aracılığıyla suretlerin nakledildiği düşünülebilir. Sanırım geriye sadece işçilik ve seçilen malzeme kalıyor.



        Hokagelik makamı, daha doğrusu kagelik makamı. 1999 yılında yayınlanmaya başlayan manga(Japonların çizgi romanlarına verdikleri ad.) geçen bu rütbe, ninja köyünün en güçlüsü olduğuna inanılan ve köyün lideri olarak kabul edilen kişisine verilen unvanı temsil eder. Eserde mevcut tek kayda değer işin ninjalık mesleği olduğu belirtilen bu köyün gençlerinin hayalide tabii olarak bu makamdan başkası değildir. Öte yandan başlangıç da gördüğümüz başkarakterin hedefi de bundan farksız değil. Hikayenin tadını kaçırmadan belirtmek gerek ki hikaye boyunca kahramanın(Adı Naruto) geçtiği güzergahlarda menziline uzaklığını görüp pes etmeksizin dillendirdiği hokagelik makamı adına gerçekleştirdiği serüveninin okumak veya izlemekteyiz.

        Dikkat çekici noktanın hedefin dillendirilmesi olduğunu düşünüyorum. Bu aynı karşılaşılmış ve herkesçe aşikar olan bir kapının varlığını haykırmakla beraber sahiplik iddiasında bulunmaya benziyor. Şüphesiz birden fazla kişinin aynı iddia ile haykırması ilgi çekicilikten öteye, şüphe dolu bir meraka sürüklüyor. Dahası kapının gün içerisinde defaatle açılıp içinden asıl sahibinin çıktığı durumlarda bu daha da girift bir yapının temellerini atıyor.

        Ama ben hayal çığırtkanlarının ötesinde, kapıların asil sahiplerinin berisinde; daha ziyade sessizliğiyle hedeflediği kapıya yürüyenlerin peşindeyim. İnsanlarla muhabbet ederken de fark edebilirsiniz, bu kapı koleksiyoncuları hep en nadide olanlarını sona saklarlar, ona varana kadar; onun narin işlemelerinden ballandırarak bahsederler.


        Kimse kapıya olan uzaklığını ölçmek istemediği dönemlerden geçiyoruz. Davetkar veya gizli kalmış kapıların yolcuları için arzu edilebilir nesneler olduğu kanısında oluşum, bu durumun hem gerçek hem de mecaz manada başkaca konulara ilhamat vereceği yönündeki terazimde kendini belli ediyor.

        Son olarak kapıların açılma yönü de ayrı bir güzellik saklıyor. Değinilmesi gereken başkaca büyük delikler ve başkaca büyük kapıların varlığı yazının sonuna kalıyor. İnsanların kalplerin de oluşan boşluklara kapı aradıkları gerçeği, gecenin kapısını sırlıyor...


Kullanılan görseller: 0,1,2,3

22 Nisan 2022 Cuma

Metale Ruhunu Vermek

        Baskı teknolojilerinin, geleceğin şafağını belirlemekteki ünü her kesimin bildiği büyük puntolu başlıklardandır. Hem yazılı eserlerin hem de mimari eserlerin azımsanmayacak güzellikteki ilerlemesi, bu teknolojilerden edinilen hız ve kusursuzluk arayışıyla mümkün olmuştur. Yazılı eserlerin kayıpsız çoğaltılabilmesi, eşsiz motifli kumaşların üretilmesi ve metallerin işlenmesi.


        Kullan at ikileminde, paslanmaktan sıyrılmış geçmiş medeniyetlerin süslü zinciri; geleceğin ayaklarında şıngırdarken, metal maya akkor halinden katı hale dönüyor. Süs olarak adlandırılabilecek her küçük çiçek, olması gereken çerçevede kendine yer buluyor. Bu bazen bir mezar taşında(ne yazık başındakiler, durumu anlamlandırmaya vakıf değil), bir sokak tabelasında(ne yazık mutluluğun yolunu göstermekten aciz) veya bir asilin sofrasındaki çatalın ucunda(ne yazık asaleti temsil etmeye yetecek çok az maden var ve bunlardan çok daha azı metal).


        Duvarlarda yer alan sanat eserlerine o kadar odaklandık ki elimizdekileri incelemeye fırsat bulamaz olduk. İlizyonun daha iyi gerçekleşmesi adına duvardaki eserlerin nadirliği duvarların nadirliği ile birleşti. Ulaşılamaz eserler yine aynı uzaklıktaki kalesinde gizlendi. Geçmişin sureti halk arasındaki bir çift gözlemle elde edilmiş kağıt üzerindeki akislerden ibaret olamaz. Daha da iyisi bu kadar yıpranmaya meyilli bir ürün, kayıpların hüznünden yorumlanamaz. Öte yandan çok ölçülebilir değerli parçaların kullanımının son döneminde, onların değerinin kaybolmadan bir kez daha dillendirilmesi adına bu yazıyı yazmaktan kendimi alamadım.


        Madeni paraların kitaplar dolusu bilgeliği olduğuna inanıyorum. Mecaz manada olduğunu kast etmiş olsam da kitapları satın almak için kullanılabileceği de gözden kaçırılmamalı. Nede olsa bilginin dahi satılık olduğu zamanlardayız. Ama ben daha çok madeni diskin üzerindeki kabartmalardan bahsetmek istiyorum. Diskin kenarındaki hırsızlık önleyici tırtıklardan, diskin boyutundan, hatalı basılanlarının dahi koleksiyon değeri taşıdıklarından bahsetmeli insan. Yoksa mecaz manada bir çok insan ile yaptığı seyahatlerde onları en yakından tanıma fırsatı bulduğunu incelemek derdinde değilim bu akşam.

        Yakın oranda cezp edici medeniyetler atlasında, değerler topluluğunun kayıtlar zümresi gözüme ilişiyor bu gece. Bozuk paralar, tarih sahnesinden anıları beraberinde getirirler. En temelde ait olduğu medeniyetin zenginliğinin ifadesi olsa da, asırlar sonra çok daha nadir oluşlarıyla bu zenginliği katlamaktan geri durmazken; üzerindeki baskıda yer alan figürler ki bunlar bir lideri ifade edebilecekken, nesli tükenmekte olan bir canlının silueti, medeniyetin topraklarında yetişen nadide bir çiçeğin gölgesi, nimet diye adlandırılabilecek buğday başaklarını veya tarihi bir eserin mimari yanılsamasını da pek tabii içerebilir.

        Temel besin kaynaklarının ifadesi olan bitkiyi görmek, savaştan çıktıklarının ifadesi olan başka bir kabartma ile eş değer bile olabilir. Pek tabi mevcut para biriminin simgesi bu diskin üzerinde yer almaktan geri durmaz. Yine medeniye ait yazım dili, harfler ve kurumsallığın bir başka simgesi olarak bina ve makam adları. Bir başka değerli kabartma ise, diskin üzerinde onun değerini söyleyen büyük puntolu sayılardan ziyade basım yılını gösteren küçük puntolu tarihtir. Zaman kapsülünün mührü onu daha değerli kılar. Metal baskılar, taş baskı madeni paralar ile plastik kökenli kağıt paralar arasında tam bir köprü görevi göstermekten de geri durmazlar.

        Madeni paraların hükümranlığında, kağıt paraların gölgesi dahi gözükmez olmuşken, dijital paraların kapsayıcı ışığı gözükmek üzere. 3B yazıcıların hala istenilen performans ve kullanıcı kitlesine ulaşmamış oluşu, şafağın henüz sökmediğinin bir göstergesi. Çok küçük alanda çok fazla katman ile işlemci baskıları, müstakil ev basabilen yazıcılar, terk edilen içten yanmalı motorların yalnız 3b yazıcılarda üretilebilen yeni pistonları ve insanlar için organ basma hedefindeki 3b yazıcılar. Şafak sökmeden yerlerinizi alın...


Kullanılan görseller: 0,1,2,3

Kaynaklar:
artsandculture.google.com

15 Nisan 2022 Cuma

Dokunmak ve Takip Edilmek


        Budağı olan ahşap ürünler her daim ucu açık gelişimlerin yarıda kalmışlıklarının ifadesi olmuştur. İstenilen siluete ulaştırılmış olan ahşap ürün, üzerindeki leke veya apoleti görücüye çıkarmaktan çekinmeyecektir. İsteği dışında ilerleyişinin ve şekillenişinin rozeti elbette ki görülmeye değerdir.


        Özel bilip sakladığımız vakitlerin, anlık görsellerinin duvarlarını süslediği zaman koridorunda; eşsiz deneyimlerin kısıtlı anlamlar ile ifadesinde arayışımız sonlanırken, kulağımızda yer alan nağme geçmişten bir hikayeyi gün yüzüne çıkartıyor. Ortak olarak kabul gören bu melodinin uzunluğu ne tesadüf ki bir ömür kadar. Sanırım etkileyiciliği de tam olarak buradan geliyor. Geçen yıl yayımlanan makale insanların nabzının, dikkatle hikaye dinlerken aynı attığını söylüyor. Bilimsel dayanaklardan hayali düşüncelere adım atarken, aynı şarkıyı söylemeye ne kadar odaklandığımızı fark ediyorum. Temel ihtiyaçlar noktasında birleşirken, refah seviyesinde gövdesini taşıyamayacak kadar büyük bir ağaççasına yayılıyor ve büyüyoruz. Yıllar yılı kayıplarımızı zeminde görürken tutarlı olmak yerine sivriliyor ve benzer bir melodinin peşinde kayboluyoruz. İletişimin temellerinde kareoke(Japonca birleşik ad, Kara "boş, yok", ve ōkesutora オーケストラ "orkestra": Solistsiz orkestra) uyumu beklenmektedir. Hikayenin her kelimesi bir önceki cümlenin doğru anda ve şekilde söylenmesi ile inşa edilmiş olur. Dilden dile aktarılan hikaye, nice kalpte, aynı melodiye eşlik edilmesini bekleyecektir. Farklı veya yanlış olarak adlandırılabilecek her nota yeni bir budağın ilk adımı olacak, hikaye dallanacak köküne olan bağlılığı içinde sınırları zorlayacaktır.


        Bu bağlamda yazılı metinlerin çaresiz budandığı noktalar, yazarın elindeki makasa hakimiyeti oranında belirginliğini kaybetseler de; sonucun ahenktar bütüne olan dayanımı, ilgili lekeleri görmezden gelmemize sebep oluyor. Öyle ki araladığı bazı kapılar içeride ne olduğunu anlamaya yetecek ışık alışverişini bile gerçekleştirmekten aciz, melodi sadece gıcırtılar orkestrasının arkasında sönük bir ritimden ibaret kalıyor. Belki de bonsailerin (Japonca birleşik ad, tabak anlamına gelen "bon" ve bitki anlamına gelen "sai" sözcüklerinden meydana gelmiş; saksıdaki ağaç veya bitki anlamına gelir.) ilgi çekiciliği budak ve son derece yayılmacı genişleyen sürgünlerinin, çok küçük bir alan ve mesafede tek bakışla görülebiliyor oluşudur. Aynı dolu dizgin ömürlerin bir kitaba sığdırılırken sayfalar nezdinde avuç içine alabilmemiz gibi.

        İnsanların takvim labirentindeki yolcuğu; içinde bulunduğu karelerinde ürettiği notalarla, ay sonu dinleyecekleri resitale davet niteliğindedir. Diğer insanların takvimlerinden kesişen karolar, melodiyi ilginçleştirirken; geçmişten bir an tüm orkestraya ilham olabilir. Ahşap bir eser budak sahibiyse, zaman eşiğinde ilk olarak bu parçalarındaki tutarsız uyumsuzluklarıyla dikkat çekerler. Sanki zamanında verdiği kararlardan pişmanlık duyarmışçasına, budaklarından ayrılmaya karar verirler. Ve belki de ayrılan parça ana kısımdan daha büyük bir payı beraberinde götürmüştür. Bu bol delikli yapı birazda olsa uyumu simgelemekten geri durmamaktadır. Zira artık daha fazla insana ve hikayelerine ihtiyaç duymakta, hata olarak gördüğü ve yapmak istemediği yolculuklara onları göndermek üzere eklemek istemektedir. Öyle ise melodisine kaybetmeyen insan arayışı başlasın...


Kullanılan görseller: 0,1,2,3

Kaynaklar:
cell.com



8 Nisan 2022 Cuma

Bağlayıcılar



        Biçim yönünden zengin bir salatayı tanımlamak için nelere ihtiyaç duyarız? İlk başta eşlik edeceği yemeğin türü, yoğunluğu, tadı ve benzeri sınıflandırmalardan elde edilecek tabloya en uygun malzemeleri içermesi önemli olacaktır. Yine mevcut parçaların dilimlenirken izlenecek yollarda önem arz etmektedir. Bazı sebzelerin yaprakları kesilirken bazıları ise parçalanırken daha aromatik sonuçlar vermektedir. Duruma göre rendelenecek malzemelerinde varlığı unutulmamalıdır. Tüm bunların yanında zamanın önemi ayrı bir basamağı aydınlatır. Zedelenmiş yapraklar ilhamlarını kısa sürede kaybedecek, albenileri yok olacaktır. Eşlik edilecek yemeği daha öne planda tutacak, yerine göre her tadımı ilk çarpıcılık sahnesi yinelermişçesine yüksek verime kavuşacak malzemeler seçilirken tazelik ve kullanım kolaylığı adına bazı türlerde dinlendirilmiş veya kurutulmuş olması gerekebilir. Yaşlı, genç ve belki kurutulmuş(ölmüş) yaprakların ya da sebzelerin tecrübeleri gerçek bir ahengi karıştırma kabının içerisinde resmetmelidir.



        Yinelenmeyen yenilikçi notaların esrarlı tınısı, damak ve dil arasında oluşan çatalla; diyapazon gibi görevini yerine getirmesi için bir kaç yerine getirilmesi gereken şarta daha ihtiyaç duyar. Sıvı halde eklenecek bağlayıcılar bütünü idrak etmenin temelinde yatarken, etkileyiciliği arttırmanın da başka bir yoludur. Tatların bir birine karışmasından ziyade düzene sahip olmasına yardımcı olacaktır. Evet, notaların varlığı şüphesiz gerçek olsa da onları kağıda sermenin vereceği üst seviye ahenk, kabın içerisinden dahi duyulabilecektir. Bağlayıcı tercihleri ve sayılar üst ve alt notaları silmeyecek; ana yemeğe baskın gelip her şeyin önüne geçmeye çalışmayacak şekilde ve miktarda seçilmelidir.



        Özel karışım içeren sıvı bağlayıcıların yanı sıra uç ekşi, asidik lezzetlerin ve genel yağ bağlayıcılarını da unutmamak gerek. Uç detaylar kalabalık olduklarında verimli bir güruh olmasalar da, tekilliklerinde derin detaylara gebe oldukları bilinmektedir. Belki birazda baharat ve tuzdan bahsetmek gerek. Salata üzerine dökülecek bağlayıcı kimi zaman pişmiş ürünlere ve hatta sebze sınıfının dışından etlere de ihtiyaç duyabilir. Bağlayıcılar amaç yolunda tüm bu topluluğun daha verimli bir sonuca ulaşmasını sağlamaktan öte bir duygu taşımazlar.



        Bu bağlamda Salata tabii olarak bir topluluğu ifade etmektedir. Öyle alelade değil, bir amaç uğruna toplanmış hedefi olan bir grup resmedilmektedir. Amaç elbette bağlayıcılar olabilir. Salata uyumunu boza bilecek sivriliklerin çoğunlukta olmama durumu grup içerisinde de geçerlidir. Yüksek uyum, zirveyi hedefleyen tek düze olmayan fikirlerin varlığıyla da pek tabii mümkün olabilir. Malzemelerin varlığı ile her renk getirdiği birikim ile inşa edilmiş eserden pay alır. Uyum; tükenmiş gibi gözüken parçalardan dahi tecrübeyi almaktan geri durmayan, zengin ve vurucu gençlik ateşini de esirgemeyen bir tablo ile mümkün olabilir.

        Neden sonra, uzun süredir bir salata hazırlamadığımı fark ediyorum. Şüphesiz özenli bir hazırlık süreci isteyen; muhteşem uyum ile güzel bir yemeği destekleyecek, tam donanımlı bir salata ve pek tabii uygun arzuları ateşleyebilecek bir bağlayıcı...




Kullanılan görseller: 0,1,2,3,4

1 Nisan 2022 Cuma

Bornoz Teorisi

 
        Bornoz teorisi, temizliğin ara basamağını simgeler. Bazı insanlar farkında olmadan kendi hayatlarında da bu teoriye uygun hareket ederler. İşin özünde; uzaklaşmak istediğiniz veya sivrilmek istediğiniz konularda, takip edilecek sürecin narin ama kapsayıcı oluşuna dem vurulmaktadır. Bilginin toplanması sürecinde diğer işlenmiş verilerinize bağ kurarak kapsayıcılık kovalanırken, aşırı yüklenmeyi önleyecek bir narinlikle süpürülme işlemi olarak düşünülebilir. Uzaklaşmak istediğiniz bilgi havuzundan anlık kesintiniz, uzun vadede verimli sonuçlar elde etmeniz yönünde, genelde arzu ettiğiniz bir grafik vermeyebilir. Ancak boşluk kabul etmeyen havuzda yerinizi alabilecek ziyaretçiler için görece narin bir ayrılış daha başarılı bir sonuç verecektir.

        Teori bilgi, mekan veya zaman denklemlerinin ötesinde insan ilişkilerine daha fazla uygundur. Tüketmek ve içerik olmak, başlıkları insanlardan aldığınız bilgilerin rahatsız edici boyutta derinlemesine değil, onları ürkütmeyecek mesafe ve fark edilmeyecek bir habitat oluştururmuşçasına kapsayıcılıkta olmalıdır.

        Tüm bunların yanı sıra  keşfe değer insanların sözleri ile oluşturdukları suretlere de dikkatimizi vermeliyiz. Bu durum birazda Akustik Tuzaklar içeriyor sözlerin bir kısmı beklentileriniz dışında suretleri gösteriyor olabilir. Cümleler cisimleşirken karşınızda insanların fikirleri de elle tutulur bir hal alıyor. Ancak bu durum çift taraflı, konuşma odaklı bir yaşantı sürüyorsanız, sabit suretlere takılı kalmayabiliyorsunuz. Yinede suretlerin derinliği nispetinde tartışmaya açık tıbbi sorunlarda baş gösterebilir.


        Ama kapsayıcılık alanın genişliği sizin için daha elzemse bornozun o son derece narin pürüzlü yüzeyi istediğiniz suretleri elde etmenize de, geri çevirmenize de yardımcı olacaktır. Aslında bulunmadığınız noktada varlığınızı ispat etme durumunuz, başkaca sorunların çözümünde güzergah bolluğunuzu da simgeleyecektir.

        İstenmeyen bilgilerin varlığı her daim bu suretlerde gizlidir. Bir insanın, makineye nazaran çok az yol kat edebileceği bu akıntı; tecrübe yelkenlerine boyun eğmekten başka güzergah barındırmaz. Bu tip durumları günlük hayat içerisinde bir esnaf diyalogunda görebilirsiniz. Banka kuyruğunda denk gelebilirsiniz.


        Varlığa ulaşımın fazlaca yoluna sahipken yokluğa olan hasreti çekiyor oluşumuzda teorinin başkaca bir sütunudur. Temizlik için suya ihtiyaç duyuyoruz fakat işlem bittiğinde ondan ayrı düşmek pahasına ileri adıma geçiyor ve bornoza ilerliyoruz. Toplum temellerinde ihtiyaçların gelişmişlik seviyesi bireyselliğin zirve noktasında dahi karşılanamayacak bir raddeye gelmişken; huzuru zirveden aşağı inip yine toprak ve suyun yönettiği orkestrayı dinlemekte buluyoruz.



        Bu bağlamda bornoz teorisi daha çok başarıyı ifade eder; zira temel ihtiyaç bürümektir, ulaşmak istediğimiz şeyden ziyade yolculuk esnasındaki suretimizdir. Kaybolmak ve hedefin kendisi olmak da durumu nitelemeye yetebilirdi. Yinede güzergahın varlığı, çetrefilli yolculuğun içerisinde tasarlamış olduğunuz suretler bütünü, oluşturmuş olduğunuz kütüphaneniz; bornoz yüzeyinizdeki verimli küçük havlulardan başkaca bir şey değildir.


Kullanılan görseller: 0,1,2,3

Kaynaklar:
https://www.cell.com