Bak şimdi. Yol fikrini defalarca tartışabilir, açıp kapatabiliriz. Tabii olarak bu davranış bir çok konu için mümkün. Biz yolu öyle bir açalım ki insanların bir kısmı hiç böyle düşünmemiştim, diğer kısmıda ayrımcı faktörü gerçekleştirebilmek adına; siz yeni mi bu düşün seviyesine gelebildiniz desin. :)
Bilgisayar üzerinden oynan ets2 adlı bir oyun var. Gidin, alın oynayın demiyorum zira kendisini zihnen tahayyül edebileceğiniz kadar anlatıp oynamayacağınız kadar gömdükten sonra; tekrardan topraktan çıkmasını söyleceğiz. Bu oyun çerçevesinde insan analizi yapıp insanlığın çoğunluğunun ve azınlığının yani hepsinin hayatının bir döneminde bu oyunu oynadığını varsaymak doğru olacaktır. Kimileri bizzat bahsedilen oyunu oynamadı, fakat yoldaşlar meclisinde oyunlar hep birdir.
Balıklar dahil buna örnektir. Bu "sürü psikolojisi" adı verilen sistemin farklı bir sürümü diyebiliriz. Sürüyü görmesekde bırakılan izlerden belirlenen yolda yürümek ve sıradışı olamama mutluluğudur.
Bu oyun tam olarak, tır şöforü simülasyonu. Tam tanım bu mu? Uzun yol takipçi benzetimi... Hımmm...
Hayır tam istediğimi alamadım. Konuyu biraz daha açalım:
Bir oyundan beklentiler dediğimizde akla gelen bir iki madde:
Eğlenmek (kimileri için macera, korku, aksiyon, gerilim, simülasyon, RYO, spor, yarış, strateji, rekabetçi)
Vakit geçirmek (iyi veya kötü manada)
Bir topluluğa dahil olabilme hissi
Kolaylık-Zorluk dalgalarında sörf
Hayat akışından uzaklaşmak
Zor oyunları tercih edenler kolay olanları oynarken eğlenemedikleri için değil varsayılan olarak daha az gidilen yolda olmanın getirdiği kaşiflik hissi için oynuyorlardır diye tahmin ediyorum. Bu aynı oyundaki zorluk dereceleri içinde geçerli. Vakit geçirmek ise gerçek hayatın içinde dahi genel manada durağan olmadığından oyun oynamaya geçmenin bu madde için bir değişkeni yok. Hayat akışıdan uzaklaşma isteği ile yeni bir akışa dahil olmaksa tam bir çılgınlık. Eğlenmek ise bir beceri işi, oyun ile alakalı olduğunu düşünmüyorum. Ama bir topluluğa dahil olabilmek işte peşinde olunan ancak bu olabilirdi.
Bizim bahsettiğimiz oyun, kilometrelerce yolda ayağınız altındaki mekanik bir araçla yol aldığınız, işvereninizin sizden ulaştırılmasını istediği kargoyu araç arkasında taşıdığınız, belkide oyunun %98'inin (arayüz ve yönetim ekranları hariç) yollarda geçtiği kimileri için bir benzetim eğlencesi. Bunu "tek başınıza" zaten yapamazsınız. Fakat arkadaşlarınız ile yoldaş olabilir, farklı bir değişle konvoy yapabilirsiniz.
Gerçek bir eğlence mi yoksa hayali bir albüm seyri mi?
Sizin için dağlar delinmiş, tüneller açılmış, viyadükler dikilmiş, köprüler çekilmiş veya suyun altından kanallar açılmış... Yoldan çıkma halinde yüksek ihtimal memnun olmayacağınız bir alan tasarlanmışken, ufka doğru uzanan ve güneş tarafından ısınan geçmişin sıvılaşmış cesetleri yani diğer bir değişle kaymak gibi asfaltın üzerinde kesintisiz sürüş keyfi.
Görece kolay bir iş olan çizgi takibi sizin düşüncelere dalmanız için yeterli, geçmişi anımsayıp geleceği hayal ettiğiniz belkide aracınızdaki müzik çalardan gelen tınıların, hatıralarınızı debreştirdiği vr-hatıra benzetimi.
Aynı şey kendimizin bizzat aracı sürmediği yolculuklarda bile hissedilir. Özellikle tren yolculuklarında. Raylar belirgin ve kesin bir yolun izini gösterirken, yolun verdiği güven ile rahatlıkla manzara tiryakisi olabilirsiniz.
Şimdi de hiç vakıf olmadığım bir diğer oyun hakkında bir şeyler söyleyelim. Böylece ikisini bağlayıp sonuca varabilirim. Death Stranding, yine belirli yükler ile bir yerden diğer yere koşturduğumuz ama bu sefer yolun belirsiz olduğu bir oyun. Başka kullanıcıların küçük notlar ile yol hakkında tavsiyelerde bulunması fakat bizzat yolun belirgin, fiziksel hatları ile mevcut olmadığı yürüyüş simülatörü.
Kimileri için daha önce çizilmiş yolda seyahat etmek tatmin edici olabilir, ama bunu tercih etmediğini söyleyenler sizce doğru söylüyor olabilir mi? Bir işyerinde çalışmak bile mevcut olarak bulunduğunuz pozisyonun daha önce boşaldığının, yani kat edilmiş bir yolun yeni kullanıcısı olduğunuzun en büyük göstergesi. Veya para olarak adlandırdığınız takas aracının yeni kullanıcısı oluşunuz daha büyük bir yolcu olduğunuzun kanıtı değil midir?
Öte yandan bunun neresi yanlış olabilir ki... İnsanlık mirası kullanımayacakdıysa neden muhafaza edildi? Haydi tüm yolları adımlayalım. Bir ağ misali kurulmuş olan internet dediğimiz bizleri birimize bağlayan yollar dahil. Öte yandan yeni yollar keşfetmedikçe, yeni ufuklarda bulunmadıkça veya yeni hedefler belirlemedekikçe yolu gasp etmeninin, trafik oluşturmanının nasıl bir yararı olabilir? Veya bir takım prensiplere sahip olmaksızın, tüm yolları bize ait saymak bizi hangi sonuca ulaştırabilir?