31 Aralık 2021 Cuma

Pizza ve Lahmacunda Görselleştirme

        Beğeniye sunulduğunda sıralamaların değişkenlik gösterdiği benzer fikre sahip lezzetlerin; tutkulu gözlerin nazarında anlaşılmak adına daha başka gizemler barındırdığı düşüncesi ile rahatsızlık verme isteğindeyim.

        Lezzet üzerine aldığımız haz değerlerinin etkilenme durumu, öncelikli olarak ürünün görseli veya kokusu ile başlamaktadır. Gözlem yeteneğine güvenen maceracılar için yemek yapılmaya başlamadan önce bile verilere ulaşmak zor değildir. Yemeğin iyi ya da kötü olarak yorumlanmasından çok daha uzak bazı detayların daha önemli olduğuna inanıyorum.

        Bu değerlendirme başlığına en uygun seçeneğin hamur üzerine çeşitli malzemelerin konulup fırınlandığı yemekler geliyor. Fırın kültürel mutfak mirasının bekli en eski ve en gözde oyucucularından biri. Fırın özellikleri bakımından metal ve toprak işleme yönünden de oldukça önemli bir savaşçı. Bu kısımda hamurun üretimi ve fırınlanması, daha sonra ise yalınlığın kırılması ile hamur içine veya üzerine bir şeyler koyma düşüncesi  gezegenin farklı köşelerinde ses getirdi.

        Oldukça geçmişten gelen; daha önce yayımlamış olduğum bir yazıda da değindiğim, ateş ve onun etkisi üzerine güncel temsilci sanırım fırınlar olabilir. Ekmeğin gerçek manada değeri, görece ateşe diğer tüm yemeklerden daha yakın ve saf haliyle yaklaşması olabilirdi. Günümüzde kalıplaşmış şekiller olan daire ve kayık görünümü üzerine yağdırılmış harç ve malzeme birlikteliğinin savaşa hazır ordu görünümü lahmacun ve pizzanın gözlemlenebilir lezzet anlayışının iki alt başlığı olduğuna inanıyorum.

        Pizza üzerindeki malzemelerin lahmacuna göre daha bütünsel ve anlaşılır olması yemek sevdalıların hayat boyu maceralarında yer alan arayışlarının bir parçasının temsil ettiği kanısındayım. Daha büyük hazlar, kararlar ve hedeflerin peşinde koşmak ile pizzanın özdeşmiş oluşu eşleniyor olsa gerek.

        Doğrusu tüm bu malzemelerin garip katmanlar oluşturması, öte yandan tüm katmanların birbirlerine beyaz lav tabakaları ile bağlanması durumu; arzusu ile yanıp tutuşulan bütün hedeflere ulaşma isteğinin bir simgesidir. Açıkçası ne kadar fazla malzeme varsa o hayatın... Üzgünüm o pizzanın başarı yüzdesini önemli oranda düşürmektedir. Bazı tatların aradan sıyrılıp kaçması, diğerlerini ezip bastırmaları; büyük hedeflerin sıralı değil de görece karmaşık yayılımı, anlaşılır yol haritalarına nazaran takibi güç beklentiler denizini kulaç atarak geçmeye benziyor. Yorgun olan nicesi, ardında kayboluyor. Genelde pizzanızı bir adet sipariş verirsiniz. Malzemelerin boyutları değişmezken pizza hamuru ölçeğinize göre, sayıları değişir. Lahmacunda ise harç olarak tanımlanabilecek karışım pizzaya nazaran fazlasıyla homojen bir görünüme ev sahipliği yapar, her lokma bir öncekine oldukça benzerken, hamur boyutları genelde bir adet sipariş edilmeye uygun değildir. Hedeflerin daha ulaşılabilir parçalara bölündüğü ve hayatın her alanına yayılarak hedef kavramını; fikir niyetinden bilinç nazarına yükselttiği varsayımına vardığımız bu hamur süslemesinde, hayatın olması gereken tam suretini görmekten kendimi alamıyorum.

        Keskin almaçlara sahip olmayan her dil daha büyük deney parçalarına ihtiyaç duyar. Bu bağlamda lahmacunun arasına adana kebap koymak nedir?


Kullanılan görseller: 0,1,

24 Aralık 2021 Cuma

Saatlik veya Aylık Dillendirme


        Buğday, pirinç veya mısır yaşadığınız bölgede toprağın ve iklimin uygunluğu çerçevesinde yetişmesi kolay tahıllardan bir kaç tanesi. Kolay kelimesi, sürece bakış açınız doğrultusunda göreceli bir tanımın habercisi olsa da, istenilen rakamsal üstünlüğü karşıladığı için kullanmayı uygun buluyorum. Rakamsal üstünlük ise pirincin neredeyse suyun içerisinde yetişirken, budayın gölün içerisinde çürüme durumuna geçmesi; dolayısı ile iklimin yetişme durumuna doğrudan etkisi göz önünde tutulmasına göndermedir.

        Günün doğuşunu ve sonlanışını simgeleyen saat aralığı; ışığın pek de yaygın olmadığı devirlerde pek tabii çalışma saatlerini belirliyordu. Gezegenin şekli ve bulunduğu yörüngeye ek açısal duruşu bölgesel olarak tüm bu serüveni oluşturan ana maddelerdi. Üretim sürecinin insan doğasına etkisi de ayrı bir güzellik barındırıyor. Yeni ve bir önceki nesil olarak tanımlanan iki grubun zevk konusunu farklı detaylar ile eleştirmesi de bu yüzden olsa gerek.

        Doğrudan topraktan elde edilen ürünler üzerinden gelir hanesi artırımı durumuna bağlı olarak tüketimde de o ağırlığı hissetmek daha kolay sanıyorum. Emeğin zamana bağlı işlevi üzerine eğilim gösteren varlıklar, yüksek oranda daha fazla zaman harcanmış yiyecekleri talep ediyor veya arzu duyuyor. Kıyafetler, araçlar ve pek tabii arkadaşlıklar içinde bu durum geçerli.

        Uzun soluklu birlikteliklerini hem özel hem de şirket mahiyetinde gözler önüne sürüyor. Özellikle doğunun okyanusla meşk olduğu coğrafyada yer alan şirketlerin uzun işbirlikleri kapsamında geçmişe dönük bağlantıların kuvvetini defaatle hissedebiliyorsunuz. Söz gelimi yeni yetme bir şirketseniz bu durum fazlasıyla can sıkıcı olabiliyor. Diğer tüm yeni ve önceki sürümlerin çarpık ilişkisinde olduğu gibi yediklerimizin üretimi esasına dayanan bir alt yapımız olduğunu gözlemlemekten kendimi alamıyorum. Hızlı üretiyorsak aynı hızı tüketimde de arıyoruz. Hızlı olmak her alanda eşdeğeri bulmak anlamına geliyor. Süreç farklı anlayışların sürtünme esasına dayanmaktan öteye gitmiyor. Sanıyorum olay teknolojinin büyük dalgalarında sörf yapma cesareti göstermekten bağımsız değil. Denge adıyla dile getirilen grafik değerlerinde tutarlılık etkeninin naçizane çok da gerekli olmayışından bahsediyorum.

        Sıklıkla örnek verdiğim Go(Doğunun uzak diyarlarından, binlerce yıl geçmişten gelme cesaretini taşıyan, sıra tabanlı ve açık bilgili strateji oyunu; diğer isimleri Weiqi, Baduk, İgo) tahtasında rakibinizin istediğini gördüğünüzde görmezden gelmezsiniz. Fakat değer yargılarımızın rakamsal denkliğinin üstünlüğünde, daha önemli gördüğünüz bölgelerde hamle yapabilirsiniz.


        Bu bağlamda yeryüzünde varlığımızın en büyük göstergesi olan üretim grafiğimiz ve karşılığında altığımız sayısal değerin dile getirilme yöntemleri hakkında düşüncem şu şekildedir. Kazancınızı öncelikli olarak saatlik olarak dile getiriyor iseniz; vaktin değerini çok diye iyi biliyor olabilirsiniz. Zira dinlenme veya keyif için ücret almıyorsunuz dolayısıyla eğlenmek için ayırdığınız süreçte başka hiç bir şeye ödün vermeyeceksiniz demektir. Her hangi bir ürüne sahip olmak istediğinizde ona ne kadar vaktinizin gittiğinin daha net farkında olursunuz. Aylık olarak değerlendirmek ise tüm bu izlenimler için ek çaba gerektirir. Genelde insanlar sayısal hesaplardan olabildiğince kaçınır, zevk alan azınlık ise hesaplara takılmayacak kadar çok sayısal kıymete sahiptir. Öte yandan aylık tanımı içinde tüm doğal ihtiyaçları da kapsadığından sahte konfor alanı oluşturuyor. Keyif aldınız anda dahi sanki bir karşılık alıyorsunuz gibi sahte yanılsamalar ve dengesiz bölünmelere kapı aralıyor. Yapılması gereken işin hiç bir şekilde tam olmadığı sonucun anlaşılabilir manzaralardan çok uzak olduğu seyir zevklerinden öteye gitmiyor. Üstelik yeni kapıların keşfini engelleyen bir anlayış olduğunu da düşünüyorum. Belki 2 saatinizi alacak ara bir iş teklifini kaçırmış olabilirsiniz. Yinede aylık olarak dile getirilen coğrafyalarda dahi bu işin sistem üzerinde çalışanın işte bulunduğu saatlere bakılarak hesap dökümü çıkarıldığının farkındayım. Ama bu bölgelerde halk diye genelleyebileceğimiz grubun aralarındaki muhabbette saatlik kavramının kullanılmadığı üzerine bir varsayım sunmaktayım.

        Saatlik kavramı, kullandığımız her anın değerini arttırıyor. Arkadaşlarınız ile buluşmak için dahi onlara randevu vermeye başladığınızda vaktin gerçek manada en ufak parçasına bile değer biçmeye başlayacaksınız ve neden sonra kur farkının sandığınız gibi olmadığını anlayacaksınız. Zira Go tahtası üzerine yerleştirilen taşlar hareket etmezler, harcanan vakti geri getiremeyeceğiniz gibi.


Kullanılan görseller: 0,1,

17 Aralık 2021 Cuma

Cosmos

        Buğulanmış bir cam, genelde çok fazla şey anlatır. İzlemeye fırsatı olan herkesi davet eder bilinmez alemine. Gördüklerimiz algılama ve yorumlama kabiliyetimizin, dilimizin yani kullandığımız kelimelerin altında şekilleniyor oluşu; her defasında beni dikkate değer bir manzaraya baktığıma ikna ediyor.

        Eş değer muhabbetin karşılığı sadece matematik olarak gözükebilecekken, farklı medeniyetlerin yazım mantığında rakamları ifade ederken başkaca çizgi ve eğrileri kullanmaları bu noktada bile yolu ve yolculuğu benzersiz kılıyor.

        İfadelerin net anlaşılmasında kelimelerin anlamları önemliyken, bunlardan oluşan cümleleri ayırmak adına kullanılan özel karakterlerin varlığı ve konumları da baktığınız manzaradaki renk paletini etkiliyor.

        Doğa olaylarına yaklaşımın kelimelerle ifadesi de oldukça ilgi çekici, geçenlerde dinlediğim bir programda altı çizilen yaşadığım topraklarda "gün batımı" olarak adlandırılan hadisesinin farklı dillerde karşılığının daha az karamsar olan çeşidinin sıralanışı yaşam boyu dilin insan üzerindeki etkisini hatırlattı.

        Hatrı sayılır miktarda yılını sadece tek bir dili ve pek tabii alfabeyi kullanarak sürdürmenin (varsayımımızda harici lisanlardan olabildiğince yabancı kelimelerin yağmuruna uğramamış veya -Japonya örneğinde olduğu gibi japanglish başlığı ile ana dilin içinde araçların, araç olduğunu gösteren neon ışıkları kadar parlak vasıtalarla kullanılan[yabancı kelimeleri o dile de ait olmayan başka başka bir alfabe ile betimleme durumu] görece saf bir dilden bahsediyoruz.) dilin(organ) yabancı lisanlarda yer alan bazı harfler için kabiliyetsiz kalmasına sebep olmakta. Konuşma esnasında eş zamanlı olarak -ben yabancıyım!- şeklinde bir bağırışın kimileri için tatlı olarak nitelendirildiğinin farkında olsam da tartışılması gereken asıl konunun eğitimin özel olarak ayrılmış binalar içinde başlangıcından önce, dilin kabiliyet kazanımında jeolisan etkisinin aza indirilmesi adına alfabe paylaşımının mümkün olup olmadığıdır.


        Bu bağlamda fiber teknolojisi sayesinde iletişimimizde öncelikli olarak ışık yükseltmesine geçmiş durumdayız(Arzu edilenden çok uzak olmanın yanı sıra o çok bilindik sözde yer aldığı gibi -en uzun yolculuklar dahi bir adımla başlar-). Anlamlandırma noktasında alfabelere ve renk yelpazelerine insanlığın tüm dönemlerinden daha fazla yer veriyoruz. Bizim için çalışması adına programlar özerlinde yeni diller ve düzenler getiriyoruz. Dillerin birbiri ile iletişimini sağlıyoruz. Bundan sadece 20 yıl önce karikatürlere konu olan projelerdeki kaba kuvvet biliminin kabalığında geleceği hayal etmeyi denediğimizde; varsayımım odur ki buğulu camın arkasında sadece ışık demetleri ile anlaşacak, yolculuk edecek ve pek tabii ö... Öğreneceğiz.


Kullanılan görseller: 0,1,3


---
        İstatistiki veri daha sonra kullanılmak üzere not alınmıştır, henüz bir çalışma ile alakalı değildir. Yazı da bahsi geçen durumun artık tamamı ile bir şarkıya ilham kaynağı olma durumu ve anlık verisi;
黃明志東京奧運洗腦歌【東京盆踊りTokyo Bon 2020】Ft. 二宮芽生 & Cool Japan TV @亞洲通吃 2018 All Eat Asia
Namewee 3,23 Mn abone
104.403.169 görüntüleme 19 Kas 2017

---

10 Aralık 2021 Cuma

Duvar Ustaları

        Batılılaşmanın kıyısında doğunun zarafeti gölgeler diyarından kendini gösterirken, aklıda hiç soru bırakmayacak tek bir cevap beliriyor.

        Yaşadığım mahallede sanırım bir ay kadar önceki yürüşümde ve neredeyse oradan her geçişimde gördüğüm heykele(kalıplanmış beton demek daha doğru olur) başka bir anlamla baktığımı hissettiğimde, şaşkınlığımı gizleyemedim. O heykelin varlığını bulunduğu noktaya geldiği ilk günden beri biliyorum. Sık kullandığım bir güzergah olmamasına rağmen belki son 15 yıl içinde 100 den fazla kez gördüm. Tek bir anlam dahi ifade edemezken, ne değişmişti.

        Tıraşlama ve/veya yontma işlemi ile oluşturulmuş heykeller, kağıt üzerinde hissedebileceğiniz duygulardan çok daha fazlasını barındırıyor. Pek tabi kullanılan malzemeninde önemi oldukça büyük. Seri olarak üretilebilen ve boyutu için kod kullanılan kağıtlardan, yüzlerce yıl yüksek basınç altında kalmış metal ve taş öbeklerine kadar büyük bir yelpazeyi sallarken; tarihi bir eser niteliği taşımasıda çok daha büyük bir niteliktir.

        Batının müzelerine sığmayan doğunun duvarlarını gözlemlerken, tarihin yontularak not alındığı dev yazıtta yer alma tutkusu veya yer alan bir esere yakın olma dürtüsü tınlayan cevabın ta kendisi olsa gerek. Bu bağlamda anlamlandıramadığım eserlerin yeniden yorumu gösterişli sayfalardan kafamı kaldırmamla mümkün gözüksede, nicesini karşılaştırmak için yine o sayfalara ihtiyaç duyuyorum. Okumak ve gezmek ikileminin, birlikteliğe dönüşünüde buradan anlıyorum.

Kullanılan görseller: 0,

3 Aralık 2021 Cuma

Nodevember


        Bir kaç yıldır süre gelen bir etkinlik. Kendi deyimleri ile "Her şey 2019'da tipik, vahşi, gece geç saatlerde bir Blender Konferansı partisinde başladı - bir dizüstü bilgisayarın önünde otururken, Blender'a veya koda veya her ikisine birden bakmak." (google çeviri)

        Kasım ayının görece en büyük etkinliklerinden biri; gezegenin daha büyük bir çoğunluğu üretilmiş ürünleri elde etmek adına indirim etiketi kovalarken, bir diğer grup insanın matematiğin[Blender özelinde sadece node(düğüm)'lar aracılığıyla oluşturulmuş sonuçlar] görsel üretim üzerindeki etkisini insanlığa sunmak istemesi ile başladı.

        Fikrin bir gün sonrasında başka bir yemek masasında temelleri sağlamlaştı. Yemek masalarında fikirlerin uçuşması durumuna şahitlik etmek doğrusu yaşanılası dioramalardan biridir.

        Tarihler denk gelmiş diye küçümsenmeyecek bir birliktelikle iki eş sesli etkinlik takvimde aynı yere vurdu. Substance 3D ile ortaklaşa başka bir benzer etkinlik sadece bir kaç saat sonra duyruluvermişti.

        Etkinlikten sadece bir yıl sonra üreten insanların neden paylaşmıyoruz sorunsalına cevap niteliğinde iki ev sahibi başlıklarını birleştirdiriler. Topluluklarınıda beraberlerinde sürüklemiş oldular.

        Bu etkinliğe Blender'dan GeometryNodes yapılarıda karışınca işin seyri tamamıyla değişti. Bu yazı, biraz neler oluyor ufkun belirsiz diyarlarında başlığına istinaden ilerlemiş gibi gözüküyor olabilir. Fakat aynı fikirleri düşünmek, öncü olarak dile getirmek veya üretmek üzerine yaşanmış bir hadise olmasıyla; düşünmeyi unutmayan toplumlara ilham olunası bir hikaye olduğunu düşünüyorum. Ancak aklım hala o yemek masası benzeri konumlarda doğrusu.

        Bu bağlamda dakikalar önce öğrendiğim bilgiye göre yine böyle bir masaya sahip olduğunu düşündüğüm ve hakkında yazımında bulunuduğu mekanın kapanmış buluduğunu öğrenmem nodevember etkinliğinin çıkış noktasına beni daha çok bağlıyor. Belkide artık elde edemeyeceğim fotoğrafları(nodevember web sitesinde hakkımızda bölümünde yer alan fotoğraf gibi) düşünüyor, masanın diğer üyeleri ile yeni fikirler için yelken açmaya can atıyorumdur. Yeni yemekler ve yeni fikirlerin bulunduğu ufka baktığımız bir başka gün daha bitiyor...


Kullanılan görseller: 0,1,

Kaynaklar:
https://nodevember.io
https://twitter.com/simonthommes/
https://twitter.com/HotdogNugget/