Belirsiz bir gelecekte toprağın tekrar arzu edilen değere kavuştuğunu görme arzusundaki insanlara bir güncelleme yapmanın vakti geldi. Yazıda geçen ay toprağı(ay regoliti), elde etmek adına 11 yıl beklenildiği belirtilmekte. Üstelik sadece deney yapılmak üzere ödünç alınmış.
İlk defa ay toprağında bitki yetiştirilmesinde, değişkenleri en aza indirmek ve işleyişin tümüyle takip edilebilmesi adına seçilen bitkinin(Arabidopsis) genetik kodunun tümüne vakıf olunması büyük bir rol oynamış. Ayrıca ay toprağı taklitleri, mars toprakları da kontrol grubu olarak kullanılmış.
Canlı varlığın olumlu gelişiminde rol sahibi olmanın kişisel zevkinin yanı sıra, yetiştiricinin(eğitmen) mizacına etkisini de hep merak etmişimdir. Bu konuda Gladwell daha önce bahsettiğim kitabında bir bölüm yer almakta. Ama daha detaylı bir çalışmanın peşinden sınırları keşfetmenin bilincinde, henüz yetişmesinde bireysel çabanın olmadığı ve toprak altından toplanan mantarların toplayıcılarına yönelik mizacın sınıflandırılmasını da önemli buluyorum. Sanırım bitki yetiştirmenin en büyük etkisi sabır yönünde olabilir. Arzunun peşinden, meşakkatli ilerleyişin sonuca varacağına olan tutkunun meşalesini görür gibiyim.
Sadece bitki tipi yaşam formları değil, görece daha hızlı hareket eden canlıların, eğitilemez görünen türlerin geldiği son noktada; varılan sonucun "öğretmek" veya "gözlemlemek" kadar kalıpsal olmadığı çok daha ileri bir değerlendirme ile 'bağlantı' olarak adlandırılabileceği kanısındayım.
Tüm bu yolculuğun insan bilincindeki uyanış ve farkındalığa olan mesafemiz neticesinde eğlenceli hallere büründüğü yönündeki inancında pek görülmek istenen taraf olmadığı kanaatinde olmam durumu iyileştirmiyor. Öte yandan ömür bazında kaçımız sayfalar dolduracak maceralar yaşamayı tercih ediyor. Soru değiştirmek ve kulağa daha iyi gelebilmesi adına kaçımız bu sınıf insanların yetiştirilmesine katkı sağlıyor.
İlerlemenin, 'ilerle' demekten daha zor olduğu dönemleri geride bırakırken, ufuk çizgimizi hiç olmadığı kadar daralttık. Pek tabii bu durumda etkisi olan bir çok başlık var. Ama çoğumuz 11 yıl boyunca 12 gr toprağın peşinde veya aynı ağırlıkta herhangi bir konuya önem vermedik. Belki de kaçırdığımız kısım toprakta yetiştirebileceklerimiz hayalini kurarken elimizdeki toprağın aynı yeryüzündeki zamanımızcasına akıp gitmesidir. Pek tabii bu noktada toprak, altındaki tohumdan mahsulünü verebilmek için zamana ihtiyaç duyarken; zamanında bizim için sadece toprağın üzerindeyken bir anlamı var. Olup bitenleri öğrenip gözlemleyebiliyorken, bağlantılar kurmaktan geri durmamak belki de fikirlerimizi hem toprağın üzerinde hem de altında değerli kılabilir.
Yazının başına dönersek belirsiz bir gelecekte; masamızın köşesinde yer alan cam vazo ay kumundan, içindeki çiçek başka bir galakside yer alan yaşanılası gezegenden olabilir. Ancak istemenin ve peşinden yürümeye devam etmenin önemini, elde edilen olumlu sonuçtan bağımsız olarak düşünmek ve reddedilmeye devam edip yürümekten geri durmayanları buradan takdir ederek yazımı bitiriyorum.
Kullanılan görseller: 0,1,2
Kaynaklar:
https://blogs.ifas.ufl.edu/