17 Eylül 2021 Cuma

Hikaye 3 İstenmeyen Kitap


        Beyhude çabalarının sonucunda, dinlenmek adına zorunlu olarak yaptığı bu tren yolculuğu; vagon koridorundaki tüm yolculardan bir anı saklarmışçasına kirlenmiş olan halıyı görmesi ile beklentisini karşılayamayacağını hissettirdi. Kötü başlayan karşılaşmaların iyi gitme oranlarını düşünmek, ortamı iyileştirmiyordu. Boş ve düşüncelerden uzak bir kabin arayışında ilerlerken, alıcısı olmadığı ürüne bakarcasına gözü diğer dolu kabinlere kayıyordu. Bir öncekinden daha uzun süre baka kaldığı sıradaki kabin, bir aileyi barındırmanın yanında küçük bir çocuğa kitap okunarak uyutulma sahnesini canlandırıyordu. Bu manzara pek tabi hoşa gidecek gibi dursa da; gördüğü kitap şelalelerin akmasını durdurdu, ağaçları ahenkli dansını kesti ve o manzara içerisinde yer alan tüm hayvanların hayat enerjisini çaldı. Daha önceki kabinlere ayırdığı süreden belki bir kaç saniye fazla harcamasının da etkisi ile kitabın varlığı birleşince 'vakit kaybı' kelimeleri ağzından sessizce döküldü verdi...

        Tek boş kabin karanlık manzaralı kabinin yanında yer alıyordu. 'Ne olabilirdi, böyle bir manzaraya denk gelme ihtimalim ne olabilirdi!' fısıltı ile nefretini dile getirmeden edemedi. Karanlığı da dengelemek adına kabinin ışığını söndürdü. Düşüncelerden uzak olma ihtimali artık yoktu. Saatler sonra çocuk uyandı, ve sanki tekrar dinlenmeye veya okumaya değermiş gibi bir kez daha kitabın okunmasını istedi. Seslerin bu kadar kolay duyulabilmesi oldukça dikkat çekiciydi. Üstelik ters tarafa oturmuş olduğunu yeni fark etti, geçmişten arta kalan sahnelerin camdaki yansımasına takılmış gözleri, öfkesinin parıltısını gördüğünde kapanıverdi. Kitap tekrar okunmaya başladı ve gözler eskisinden daha çok parlayarak açıldı.

        -İki karınca büyük topluluklarından ayrılmak üzere karar verdiler. Uzun yolculukları için gerekli olan yiyecek ve içecekleri yanlarına aldılar ve pek tabi yola koyuldular. Koloni içinde hepsinin kendine ait olan bir ismi vardı elbet fakat gelişmiş toplulukları bir birlerinin sayısal olarak isimlendirmenin işleri hızlandıracağını düşünmüştü. İki karıncadan yolculuk fikrini ilk ortaya koyanın temsili adı 7856'ydı, diğeri ise 7823. Yolculuğun ana fikri yeni ufuklar keşfetmekti. Bağlı oldukları topraklardan daha uzak bir yerlere varmak. Toplum kavramını yokluğuyla anlamak istediler. Karar yine toplumun verdiği bir seçenekti. Dileyen her karınca bir kez olsun yolculuğa çıkma özgürlüğüne sahip olmalıydı. Bu deneyim toplum bilincinin güçlenmesini sağlayacak, yeni kültürlerin keşfini ve pek tabii yararlı bilgilerin girişinin en büyük temellerini atacaktı.

        Bölündü hikaye ardından çocuk sordu annesine 'Bizde böyle bir yolculuğa çıktı, öyle değil mi?' diye. Anne tebessümle yetindi, gözleri ise başka bir şeyler anlatıyordu besbelli ve hikaye devam etti...



        -Yolculuğun başlayışından 7 adım sonrası gergedan böceği gözükmüştü ufukta, büyüklük farkı ilk izlenim için etkileyici düşüncelere ev sahipliği yapmıştı. Oysa son derece kibarda kendisi. En yakın su kaynağı hakkında bilgi verdi onlara, yakınlarında yer alan geyik böceği için dikkatli olmalarını öğütledi. Zira kendisi pek misafirperver değildi. Su ihtiyaçlarını karşılamak adına döndüler büyük gölün olduğu yöne yol boyunca sessizliğini koruyan 7856 ürperdi birden bire...

        Hikayeyi büyük bir gürültü kesmişti, gök gürültüsü olamayacak kadar küçük bir patırtı tüm yolcuları merak pınarından içmeye davet edecek kadar büyük bir şenlik çağrısı... Neden sonra vagon görevlisi yük bölümünde bir aksaklık olduğu, ancak her hangi bir sorunun olmadığını bildirerek tüm kabinleri dolaşmaya başlamıştı. Karanlık kabin uyku işareti olduğundan hiç uğramadı. İçeriden de tepki gelmedi. Oysa içeride bambaşka bir alem haftaların baskısını camdan dışarıya atmakla meşguldü. Tren, film makarasından farksız oynatıyordu eserini yolcularına; ufuk çizgisi perdenin kapanmak üzere olduğunu bildiriyordu adeta.

        Karanlık kabinde bavulunu açıp yanına aldıklarına bakmakla hüzünlendi yine. Karıncanın hikayesi pek iç açıcı değildi, zorla yazılmış bir eser havası vardı üzerinde. Çok satanlarda kitabın adının geçmesi çok daha ilgi uyandırıcıydı. Kapak tasarımı, baskı kalitesi ve seçilen renkler; hiç biri kitabı tercih etmek için bir gerekçe olamazdı. Çocuklar için yazılmış bir hikaye nasıl çok daha yararlı bilgiler barındıran sözlük, ansiklopedi gibi eserlerden ön planda olabilirdi. Hikaye eşliğinde saatlerdir bu girdapta debelenip durdu. Denizin en büyük hazinesi için çıktığı bu yolculuk, şimdi bu kitapla girdaba sürüklendiği hissi ile sonlanmıştı. Yayın evinin üzerinde oluşturduğu baskı olmasa kendince büyük eksikleri olan bu hikayeyi asla onlara teslim etmezdi... Kitaptan kaçarken tüm yolculuk boyunca zorunlu olarak dinlemesi ilginç bir tesadüf olmuştu. Kitabı yazmak için fikri veren Italo olmuştu. Ona teşekkür fırsatı bulamamıştı onun yerine hikayenin sonunda kendisinin adının geçtiği bir kaç cümleye yer vermekle yetindi. Bavulun içini kabinin en karanlık noktası olarak düşünmeye başladı. Orda tam 7 tane taslak bitirilmeyi bekliyordu ve bir sonraki baskı çok yakındı...


Kullanılan görseller: 0,1,