Beş dakika... Çok da sevmediğim, ama düşünmeye değer olmayan çift iş vakitlerimde odağımı kısa süreli dağıtıp-topladığına inandığım; belki de hayat boyu tüketmiş olduğum çoğu eserde olduğu gibi aralara serpiştirilmiş not alınmaya değer bir kaç cümle duymak veya bu hisse ulaşmak için dinlediğim bir radyo programının uzun süredir yeni bölümlerinin gelmediğini görüp 4 gün önce aramam ile karşılaştığım olumsuz haber bildirisi ile toplanmış bulunmaktayız.
Ana sorun bir şeylerin son bulması ya da başlamasından ziyade bu program başlığı altındaki son ürünü henüz dinlememiş olmam ile ilintilidir. Belki son bölümde bu işin de sonuna geldiğini bildiren küçük bir pasaj olabilirdi fakat takip edilmesi kolay olması adına indirilmiş son bölüm silinmez veya dinlenilen şeyin saklamaya değer olmama durumunda silinmesi gerektiği göz önüne alınarak dinlenmeyeceğinden dolayı bahsedilen son bölümü tüketmemiştim. Bu bölümün saklanmaya değer olduğuna inanmamakla birlikte yazının gelişimine istemeyerek de olsa destek/köstek olduğundan artık düşünmeye değer olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Üreticinin başkaca mecralarda, başkaca ürünler çıkaracağından çok da şüphem yok. Bir hafta önce yayımlanan yazıya bakarak bitirmek istemediğimi söylemek, bu yazı için iştah açıcı bir sahnenin perdesini aralamayacaktır. Zira bunca yıl aradan sonra yine perdeler önünde bir oyun oynama niyetinde değilim. Bazı üreticilerin bireysel paylaşımlarını noktaladıkları dönemlere güncel olarak denk gelme durumu beni hep garip düşüncelere sevk etmiştir. Genelde haftalık olarak yayımlanan manga'ların (Japonların çizgi romanları için kullandıkları kelime) bir kaçına güncel olarak yetişmiş olduğumu göz önüne alarak iki belki üç yıl boyunca her hafta gelmesini düşündüğünüz dizi bölümleri gibi düşüne bileceğiniz ortalama 20 sayfadan oluşan eserlerden bahsediyorum. Aralarında dünyacı ünlü mangaka'ların ise her hafta yazma zahmetine girmediklerini de belirtmek isterim. Aslına bakarsanız çileli bir yol diyebiliriz bu takip işine. 20 sayfanın sonunda haftaya çıkacak olan sayfalarda merakınızı bastıracak şeylerin bulunma ihtimalinden ziyade, o 20 sayfaya ulaşamama ihtimalinizi de gözden geçirmeniz gerekiyor.
Merak ediyorum, acaba yapay zeka tarafından uzun soluklu bir eserin tüketilmesi durumunda benzerinin ötesinde hikayeyi(sanatsal, tutarlı ve çizim kalitesi ile yani her yönüyle...) de uzatabilme kabiliyetine ne zaman ulaşacaklar. Tek kare, fotoğraf veya çizimlerin fırsatlar dahilinde işlenebildiğini(Artbreeder, Nvidia, vb...) gördükten sonra çok uzak olmayan gelecekte son tüketiciye yansıyan ara yüzlerde göreceğimiz bitmiş hikayelere devam etmek ister misiniz sorusu için sabırsızlanıyorum.
Eser sahiplerine haksızlık etmek istemem. Varsayılan eserin mevcut konumu, sonlandırılma tarzı ile kazanılmış yetkinlik seviyesi rozetini gösteriyor olabilir. Ancak bazı eserlerin eser sahiplerinin sağlıkları sebebi ile sonlanma durumunu göz ardı etmemek gerek. Eser sahibi gazı kesmek istemişse incelenmesi gereken başka bir başlık açmış olabilir. Diğer yandan, ölüm döşeğinde bir sanatkarın varlığı kadar rahatsız eder mi ömrü boyunca tüketmekten başka bir şey yapmamış olan insanın varlığı?
Henüz bu hikayenin tamamlandığına inanmıyorum. O yüzden bu güncel parçayı saklamak niyetindeyim. Böylece kitap ayracı misali bir ses dizimine sahip olacağım. Sanatçının vermiş olduğu aranın yeni esere olan katkısını ölçmek adına referans noktası oluşturmama yardımcı olacağına inandığım bu yöntem başkaca konularda da tekrar gün yüzüne çıkacak. Şimdi ayraç kütüphaneme girip yeryüzü koridorunun sonuna ulaşmam gerek. Sanırım bekleyen eserler arasından birini de içeriye davet etmeliyim.