2 Temmuz 2021 Cuma

Jujutsu Kaisen



        Bugünlerde bitirmiş olduğum, ve geçer not aldığını mangasını da okuduktan sonra karar vermek istediğim Jujutsu Kaisen [呪術廻戦] (Büyücülük Savaşı) adlı anime üzerine bir takım düşünceler...

        Daha ilk bölüm ve ilk sahnenin hikayenin çok da başından başlamadığımızın göstergesiymişçesine, son derece dar ve ürpertici bir odada uyandırılarak başlıyoruz. Üstelik bizi uyandıran kişin gözlerinin yine aynı oranda ürpertici şekilde kapalı olması, izleyicinin soru işareti ibresinin oynaklığına katkıda bulunuyor. Vakit geçmeden bir soru daha karşımızda beliriyor. "Peki şimdi hangisisin?" ve bir takım söylemlerden sonra açılış müziği gözler önüne geldiğinde ise gözlük takılma sahnesinin oldukça etkileyici olduğunu söylemeliyim.



        Henüz sadece ilk sezonun MAPPA stüdyosu tarafından 24 bölümü yayımlandı. Son dönemde çıkan bir takım ün yapmış eserlerinde stüdyosu olma seviyesine ulaştığını gördüğümde ilgincime gitti. Yayımladığı eserlere göz gezdirildiğinde sanki ihale ile sunulan eserin iyilerinden birer sezon dahi olsa alalım portfolyomuz güçlensin, niyeti ile hareket eden bir şirket edası sezinlesem de sanırım konumuz bu değil.

        Bu dünya kapsamından öyle denk gelmiş olacak ki genelde uzun soluklu eserlere başladım veya bitirdim. Bu yüzdendir ki yeni gelecek eserlere benzerlik nazarını atabilmem adına bir çok örneğin kendimde mevcut olması yeni eserlerden alınabilecek zevkinde azalmasına sebep oldu. Bu minvalde Jujutsu Kaisen eserini izlerken Naruto dan Sai'yi veya Tenten'i görür gibi hissetmek, sonlara doğru Jojo dan karakteristik duruşların gözükmesi iyi bir karışım niteliğinde. Yine shounen eserlerde gördüğümüz güçlenme, arkadaş edinme durumu mevcut olmasına rağmen merdivenin çok da altından başlamadığımızı bildirmek gerek. Benzer eserlere nazaran gördüğümüz her karakter oldukça güçlüymüş hissi gözüküyor. Eğitimler fazla uzatılmamak ile beraber. Bitiş müziğinden sonraki küçük sahneler başlangıçta iyi olmasına rağmen son bölümlere doğru bozmaya başlıyor. Ama tam bu noktada bir yerde Gintama tadı aldığımızı söylemeliyim.

        Shounen eserlerin baş karakterlerinde görmeyi alışık olduğumuz amaç dizini, çoğu zaman çizginin dışına çıkmayı tercih etmiyor. Fakat bu seride Bleach tadının geldiği sahne ise tamamen bu noktada başlıyor. Itadori Yūji pek tabii kendini bir takım olayların içinde bulurken dedesinden aldığı son öğüdü (İnsanlara yardım et. Minnet beklemeden sadece yardım et. Böylelikle ölürken yalnız olmazsın.) yerine getirebilmek adına macerasına bir parantez daha açıyor.

        Yeni insanlar, hikayeleri (ki bir arkadaşım çok sever, hikayesiz kabul etmez hiç bir karakteri) güçleri, istekleri... Ama gel gelelim dünyayı anlatmanın en iyi yolu bir grup insanı tanıtmak, daha sonra ise benzer grupların varlığını işaret eden yeni grupları ortaya çıkarmaktır evveli.

        Bölüm 109 da yer alan yaşlılığın tanımı gibi güzel dokunuşlara denk gelmek son derece güzelken, diğer animelere nazaran benzerliklerden sıyrıldığı nokta bu animenin muhabbet yeteneği. Kafanızda soru işareti oluşturup bu işareti sözlü olarak dile getirme sürenizin de hesaba katılarak uygun zaman diliminde cevaplanabildiği nadir eserlerden. Bir çok sahnesinde soruyu sözlü olarak ifade ettiğim anın sonrasında gelen kareler silsilesi hep güzel gülümseten cevaplardı. Büyük soru işaretlerini anında yok edecek ve tat kaçıracak bir hadise yaşatmamak ile beraber, ilk bölümünden beri tempoyu yüksekte tutmayı başarsa da sezonun son bölümünün sınıfta kalması da bu sebebe dayanır. Ancak animenin dilinden dolayı ikinci sezonun ilk bölümü bir önceki bölümü gidecek kadar güzel bir cevap içerdiği yönünde bir ışık yakmakta.

        Seride sıklıkla gözlere önem verilmesi de şahsi olarak hoşuma giden bir başka taraf oldu. Hem görsel olarak hem yazılı olarak bunu dile getirmiş olmaları beni fazlasıyla mutlu etti.

        Seride yer alan iki karakterin bulunduğu bölümlerin son derece yüksek olduğunu söylemem gerek, biri(Nanami Kento) sözleri ile bir diğeri(Tōdō Aoi) ise, görsele varan zekasının simgelediği gücüyle eşsiz tatlar bırakmaktan geri durmuyor.

        Her anime de olduğu gibi; yapacak daha iyi bir şeyiniz olmadığına inancınızın olduğu zaman dilimlerinde at koşturuyorsanız, izlemenizi önerebilirim.



Kullanılan görseller: Anime açılışından kareler