23 Temmuz 2021 Cuma

Sandalyenizde Kaç Ayak Var


        Bitirilmemiş bir düşüncenin aktarımını her hayal edişimde, kendimi aklıma ilk gelen metaforun oldukça etkili olduğu izlenimi içerisinde buluyorum. Kısa veya uzun olması fark etmeksizin üzerinde çabalanmış her proje; kelimelere dahi dökülmemiş her yazı; sözü bile edilmemiş her hayal... Bağından kurtulmuş, zıpkın ile yeryüzüne davet edilmeye çalışılan uçurtmaya benziyor.

        Diğer tüm işlevsel yeteneklerimizin ve tutkularımızın ötesinde, küçükken dikkate değer büyüklükte eğlence anlayışımız olduğu su götürmez bir gerçek. Azınlıkların konuşulmaya değer tek yönlerinin azınlık oluşları ile alakalı olma durumlarından sıyrılmaları haline kadar cümleleri genellemeden, herkes için varsaymak sureti ile kurmaya devam edeceğim. Dolayısı ile her çocuk durağan durumlarda dahi elinde oyuncak olmamasına rağmen hayal gücü rüzgarları ile yonta bileceği her nesneyi oyun oynanabilecek bir yapı haline getirebilir. Buna durağanlığın simgesi olan oturma işleminin yardımcı elamanı, sandalyelerde dahil. Sıradan sandalyelerin dört ayağı bulunurken artık işlevsel yetenekleri ile sayıları da değişiyor.



        Tüm zamanın belki de hayatın en iyi dersini kendi kendine vermeye çalışan küçük insan, dengesini iki ayağı üzerinde bulmaya çalışıyordu. Üstelik bu işlemi kendisi ile organik bağlantısı olmayan ama yapı taşı organik olan bir eşya aracılığıyla yapıyordu. Düşme tehlikesi hayatı boyunca alacağı risklerin karşısında, eğlence faktörünü belirlemede ilham kaynağı olurken; kendine göre yaşça büyük gözetmeni tarafından azarlanma durumu ise üzerinde sadece kendi zevkini oluşturmaya çalıştığı işlerde, diğer insanlara karşı tutumunu belirleyecekti. Öte yandan hayatı boyunca kullanacağı tüm enstrümanlarda onların bozulacağı ve kırılacağını da hesaba katmayı yine bu sandalyenin amacı dışında kullanılması ile öğrenebilirdi. Tam da bu doğrultuda baş rolünü oynadığı herhangi bir sahnede artık elinde olmayanlarla bile öğretebileceğini bilebilirdi.

        Öncesine göre büyüdüğünüzü hissettiğiniz her an sandalyelerin geliştiğini ya da değiştiğini gözlemlemişsinizdir. Onların sizi daha çok kavradığını ve daha rahat hissettirdiğini bilmeniz de mümkün. Koltuktan devşirilmiş sandalyelerin bu evrede gün yüzüne çıktığını bilirsinizi diye düşünüyorum.



        Kimi zaman sağlık için kullanılan ve kontrolü elimizde olmayan görece sabit sandalyelerin rahatsızlık sebebi belki de buydu. Her şeyden önce hakimiyeti bizde olmayan, aslında ayakları yerine peşinde olduğumuz şeye yani tek ayak üzerinde durabilen bir sandalyenin varlığı bizi irite etmeye yetiyordur. Belki de diş hekimlerinin sandalye değişimi bir çok hastanın tedirginliğini almaya yetebilir.

        Yaş ilerledikçe hareket kabiliyeti yüksek veya rahatlığı ile ön plana çıkan bir çok sandalye çağa ve görece daha yaşlı insanlara ayak uydurdu. Yahut oyun çağını sürdürdüğünü iddia eden insanlar için üretilmiş devrilme riski az, süslü yapay derilerin kaplandığı ekran başına sabitleme cihazlarından da bahsedilebilir. Türleri ne olursa olsun ayak sayısı ile bağlantılı denge sorunları ile hayata hazırlayan bu eşyalar bütünü bizi bir sonraki adıma hazırladı.

        Bu bağlamda düşüncelerimi bir yerlere not alırken bile onları incitmemeye, hala hayalini yaşarken elde edebileceğim tüm etkileşim verilerini kaçırmamaya ve pek tabi çoğu zaman yazarak dahi olsa bağımı koparmamaya çalışıyorum. Mürekkep ile hapsetmeye çalıştığım her fikir daha yükseklerden çekebileceğim, özgürlüğünü yitirmiş bir uçurtmaya benziyor. Fakat görmekte zorlandığım seviye farklarını ancak onları yeryüzünü davet ederek öğrenebiliyorum...



Kullanılan görseller: 0,1,2,3